Paçacıoğlu Bağ Evi'nde Tipik Bir Sonbahar


Yazın armutlar, elmalar, üzümler, erikler bol bol yenir komşularla ve misafirlerle. Büyük Millet Meclisi dahil, dağıtılmadığı yer yoktur meşhur armutların. Bahçedeki dutlar toplanır, kazanda dut pekmezi kaynar ve şişelenir.

Başka bir gün koyunlar kesilir, ayıklanır, çekilir, kışlık kıyma yerini alır kazanda, kazana ekmek banmanın zevki başkadır. Tepsilerde dondurulup teker haline getirilir kış için.

Hamurlar yoğurulur, pazılar yapılıp üst kata çıkar. Tüm mahalle oradadır. Hamurlar açılır ve kata serilmiş yaygılar üzerine yayılır, tepsersin diye. Ertesi gün tüm mahalle yine oradadır yayım kesmeye. Tıkırtılar fon müziği oluşturur sohbete, şarkılara. Birkaç sini su böreği ve baklava yapmayı da unutmazlar.

Yeter mi, hiç tarhanasız olur mu? Yoğurması, yayılması, kurutulması ve ovalanması ayrı bir zaman ve zahmet ister.

Bahçedeki bağdan üzümler toplanır, üst katta bir oda tavanına yerleştirilen iplere asılır kışın yensin diye. Çıktığı kadar üzüm pekmezi, şırası ve sirkesi de eksik edilmez. Konsantre yapılan vişne şurubu çoğaltılır suyla, kış günleri ikram edilir misafirlere. Bahçedeki elma, armut ve ayvalardan tavşutlar yapılıp kurutulur kışın soğuğunda enerji versin diye.

Yarımcıya verilen arazilerden gelen buğdaylar öğütülür Değirmenbaşı'ndaki değirmende, ambarlara konur yıllık ihtiyaç için. Kuru çörekler yapılır bahçedeki fırında. Kışın suya bandırıp cevizle yemek ayrı bir zevktir. Büyük annenin cevizliğindeki cevizlerin toplanması, yeşil kabuklarından çıkarılması, kurutulması, kırılması ve ayıklanması yorar herkesi.

Bir dönem tüm mahalle bu işler ile meşguldür. Bir bu evde sonra bir başka evde toplanır ve üretirler karınca kararınca. Yeni bir Sonbahar'a kalmaz hiçbiri. Gönlü bol anamız, yedirir içirir, dağıtır ona yaşam gücü veren misafirlere ve dostlara.

F

F